Sektöre Hoş Geldin

Plaklar,kasetler derken CD teknolojisi girdi hayatımıza,artık kaset doldurup koşa koşa eve gitmenin heyecanı, yerini müzik marketlerden alınan CDlerin jelatinine bıraktı. 2000’lerin başında neredeyse plak olayını tamamen silen bu teknoloji çok geçmeden bütün sanatçıların albümlerini cd formatında bulmamıza neden oldu.CD çağının güzel gittiği sıralarda Walkman’lerin küçülüp bir çakmak boyutuna gelmesi cd sektörünü biraz afallattı mp3 formatında müzik depolayan ve bu depoladığınız müzikleri her yerde her anda dinlemenize yarayan bu küçük cihazların çoğalması ise cd satışlarını çok olmasa da elbette etkiledi… Müzik teknolojisinin yaşadığı bu evrimleşmenin gerçekleştiği sırada evrimleşen başka bir kısım daha vardı müzikte ”Müzik Yapım Şirketleri”… Kalite kokan 90’lar ve 2000’lerin başında bulunan mükemmel yetenekli sanatçılar artık yerlerini şirketlerin üzerinden milyonlarca para kazandığı kalitesiz müzisyenlere bıraktı bu durumdan memnun olan yapım şirketleri çalışma politikalarını değiştirip bir sanatçıyla uzun süreli bir anlaşma imzalama dönemini neredeyse kapattılar ve çok dinlenen insanların daha doğrusu kendilerine daha çok para kazandıracak olan insanların albüm dağıtımını yapmak üzere anlaşmalar hazırlamaya başladılar.Eski dönemlerdeki gibi kaliteli bir sanat icra eden fakat ünlü olmayan sanatçıları şirketlerine bağlayıp yatırım yapıp ve bu yatırımın paraya dönüşmesini beklemek yerine az önce anlattığım politikaya geçiş yapmayı tercih ettiler çünkü ceplerinden para çıkmadan para kazanıyorlardı hemde çok kısa bir süre içinde bunu kim istemez ki ? Bunun sonucunda ne oldu dersek magazin programlarında gördüğümüz ünlülerden bir çoğu birden sanatçı oluverdi satış listelerinde bolca gözüktü televizyonlardaki müzik kanallarında klipleri yayınlandı,radyolarda bir gün içerisinde defalarca çaldı..Bütün bu yaşananlar sonucunda kaliteli müzik üreten genç insanlar kendilerine albüm çıkaracak bir şirket bulmak için kapı kapı dolaşmak ve seslerini duyuracak bir yapım şirketi bulmak zorunda kaldı.Şirketlerin bu tutumu genç yeteneklerin önüne adeta bir taş koymuştu fakat yapımcıların umursamadığı bir şey alttan sessizce geliyordu bu gelen şey sosyal medyanın gücüydü.
2010’lar geldiğinde beraberinde dijital medyayı da getirmişti artık CD devri kapanıyordu yerine Spotify,Apple Müzik,Amazon,Fizy ve Deezer gibi web tabanlı müzik yayını servisleri pastanın payının bir çoğunu almaya başlamıştı.Artık insanlar müzik markete gitmek yerine telefonlarından,bilgisayarlarından online ödeme ile anında yeni çıkmış albümlere hatta 1970’lerde çıkmış eserlere bile ulaşır olmuştu hızla ivmelenen bu olay son 2 sene içerisinde pastaya tamamen dijital medyanın sahip olmasına yol açtı. Bağımsız müzisyenler içinde bir seçenek daha doğmuştu çeşitli küçük labellar sayesinde artık ürettikleri eserleri insanlara sunup emeklerinin karşılıklarını almaya yani para kazanmaya başladılar önlerinde artık hiçbir engel kalmamıştı şarkılarını şirketlerle anlaşıp yüksek ücretler ödeyip yayınlamak yerine daha düşük ücretler karşılığında tek bir tıklama ile dünyaya açabilir konuma geldiler.
Kan emici insanların dönemini atlattığımıza sevinirken durumdan rahatsız olan yapım şirketlerinin duruma el atması gerekiyordu,örnek vermek gerekirse Spotify’ın sanatçılara geçtiğimiz yıllarda 100 dinlenme sayısına karşılık 1 dolara yakın ödeme yaptığı söyleniyordu ve bunun haricinde listelere giren şarkılar için ise günlük bazda ödeme yaptığı gerçeği vardı artık sanatçılar dinlenmeleri haricinde listelerde bulundukları süre boyuncada para kazanabilir konuma gelmişlerdi.Türkiye 100,Dünya 100 ve haftalık listeler müzik yayını servislerinin editörleri tarafından hazırlanıp biz dinleyenlere sunuluyordu işte burada yapım şirketleri olaya dahil oldu ve editörler listeleri yapım şirketlerinin önerisi dahilinde hazırlamaya başladılar.Aylık dinleyici ortalaması çok yüksek olan bağımsız müzisyenler listelere dahil giremezken isim yapmış bir şirketin sanatçısı çok düşük dinlenmeler almasına rağmen listelerde yerini buldu.Bu olaylara en yakın örnek olarak Türkçe Sözlü Rap sanatçısı olan genç yetenek Stabil’in parçası 1 milyon dinlemeye sahip olmasına rağmen hiç bir listede yer almadı bunun gibi daha birçok örnekleri görmek mevcut.
Bağımsız müzisyenlerin emekleri elbette geçmiş yıllara göre değer görmeye başladı fakat bu durum canlarını sıkmıyor değil,sektör kendini kurtarmayı başardı demek mümkün yani anlayacağınız ”dayın varsa sırtın yere gelmez” sözü durumu özetlemek için yeterli.